Alkollü İçki Gideri Yazılabilir Mi? Hukuki ve Tarihsel Bir İnceleme
İnsanların kültür içinde nasıl yaşadığını, değerlerini ve davranışlarını ritüeller ve semboller aracılığıyla çözümlemeye çalışırken, bir antropolog olarak dikkatimi çeken yönlerden biri de ekonomik ve hukukî normların nasıl toplumsal pratikler tarafından şekillendiğidir. İşte bu bağlamda, alkollü içki gideri yazılabilir mi? sorusu yalnızca vergi hukuku açısından değil, aynı zamanda toplumsal değerler, kimlik, tarihsel dönüşüm ve sembolik anlamlar bakımından da oldukça ilgi çekici. Aşağıda bu konuyu tarihsel arka planı, günümüzdeki akademik ve uygulamalı tartışmalarıyla birlikte ele alacağım.
Tarihsel Arka Plan: Alkollü İçeceklerin Vergilendirme ve Gider Yazılabilirlik Yolculuğu
İçkinin tarihsel olarak hem toplumsal bir ritüel hem de düzenleyici bir nesne olduğu birçok kültürde görülür. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu döneminde “Müskirat Resmi” adıyla bir içki vergisi uygulanmış, içki satışları özel vergi rejimlerine tabi tutulmuştur. ([Vikipedi][1]) Bu vergi uygulamaları hem moral normlarla hem de ekonomik ihtiyaçlarla bağlantılı olmuştur. Modern Türkiye’ye gelindiğinde, içki satış ve tüketimi hukuken serbest olsa da yüksek vergilendirme ve düzenlemelerle sıkı bir kontrol alanına girmiştir. ([Vikipedi][2])
Vergi açısından gider yazılabilirlik yaklaşımı ise şöyle özetlenebilir: Bir işletmenin gelir elde edebilmesi ve faaliyetini sürdürebilmesi için yaptığı “gerekli ve iş ile ilgili” harcamalar, gelirden düşülebilir. Ancak bu genel ilke, her giderin otomatik olarak düşüleceği anlamına gelmez. Türkiye’de bu konuda “iş ile ilgili olma”, “belgelendirme” ve “ölçülülük” gibi kriterler geçerlidir. ([PwC Vergi Özeti][3])
Alkollü içki gideri bağlamında, tarihsel olarak içkinin hem toplumsal ritüel tarafı hem de vergi/denetim tarafı vardır. Bu ikili yapı, günümüzde gider yazılabilirlik tartışmalarını şekillendiriyor.
Günümüzde Uygulama ve Akademik Tartışmalar
Bugün Türkiye’de işletmelerin gider yazılabilirliği ile ilgili kurallar oldukça net: giderin “gelir elde etmek ya da geliri sürdürmek” amacıyla yapılmış olması, işletme faaliyetinin bir parçası olması ve uygun belgeyle kanıtlanması gerekir. ([employerofrecord eor][4])
Ancak alkollü içki giderleri özel olarak ele alındığında, şu hususlar gündeme gelir:
– İşletme faaliyetiyle doğrudan bir bağlantı var mı? Örneğin bir restoran işletmesinde sunulan içkiler, işletme faaliyetinin gerekçesi olabilir.
– İçkinin temelde müşteri karşılama, temsil veya promosyon amaçlı kullanımı söz konusu mu? Müşteri ağırlama giderleri bazı durumlarda kabul edilebilir olsa da içkinin miktarı, türü, sunumu gibi unsurlar ölçülülüğü etkiler.
– Bu giderin özel / kişisel kullanım mı yoksa ticari amaçlı mı olduğu belgelendirilebilir mi?
– Vergi otoriteleri tarafından “eğlence / sosyal harcama” ya da “kişisel harcama” kapsamında değerlendirilmesi riski var mı? Türkiye’de “eğlence ve ağırlama” giderlerinin bazı kısmı düşülebilir, ancak sınırları vardır. ([Invest CPA Ltd. Turkey][5])
Akademik açıdan bakıldığında, bu tür giderlerin nasıl değerlendirileceği “işletme gideri – kişisel gider ayrımı” ekseninde tartışılıyor. Giderin işletmeyle temelli bağlantısı, kültürel normlar açısından da irdeleniyor: İçki tüketimi bazı kültürlerde normal bir sosyalleşme ritüeli iken bazı iş bağlamlarında hâlâ tartışmalı olabilir. Bu yüzden vergisel olarak kabul edilebilirlik, sadece hukukî değil, kültürel bağlam ve normlarla da ilişkilidir.
Antropolojik Perspektif: Kimlik, Ritüel ve Gider Yazma Davranışı
İş dünyasında “müşteri ağırlama”, “iş ziyafeti” gibi pratikler sıklıkla görülür ve bu pratikler kültürel düzlemde bir ritüel işlevi görebilir: insanları ağırlamak, içki eşliğinde ilişki kurmak, güven tesis etmek gibi. Bu ritüel boyutu göz önünde tutulduğunda, alkollü içki gideri gider yazılabilirlik açısından farklı bir anlam kazanır. Ancak bu ritüel kültürel bağlama göre farklılık gösterir: Bazı kültürlerde alkollü içki iş dünyasının normal parçasıyken, bazılarında tabu olabilir.
Dolayısıyla, bir işletmenin gider olarak alkollü içki harcamasını kayda geçirmesi yalnızca hukukun değil, toplumun değerleri ve kimlik fabrikalarının da sorgulanması anlamına gelir. İşletme kimliği, müşteri kimliği, sosyal normlar bu tür harcamaların kabulünü ya da reddini etkiler.
Bu bağlamda şu sorularla okuyucuyu düşünmeye davet ediyorum:
– Bir işletme görüşmesinde içki sunumu sizce “iş ilişkisi kurma ritüeli” midir, yoksa “eğlence” düzeyinde bir harcama mıdır?
– İçki giderinin şirket adına yazılması, çalışanların sosyal kimliği ve toplumdaki algısıyla nasıl ilişkilidir?
– İşletmenin bulunduğu kültürel bağlam değiştiğinde (örneğin içki tüketiminin sosyal olarak tabu olduğu bir bölgede), bu giderin yazılabilirliği nasıl etkilenebilir?
Sonuç
Sonuç olarak, alkollü içki gideri yazılabilir mi? sorusuna verilecek yanıt, “evet ya da hayır”dan ziyade “şarta bağlı”dır. İşletme faaliyetiyle doğrudan bağlantılı, ölçülü, belgeyle desteklenmiş ve kurallara uygun olarak yapılmış bir içki harcaması gider yazılabilir olabilir. Ancak bunun dışında kalan harcamalar – özel kullanım, kişisel eğlence ya da belge eksikliği gibi – gider olarak kabul edilmeme riski taşır. Ayrıca, bu konunun salt bir vergi meselesi olmadığını; kültürel, toplumsal ve ritüel bağlamlarla da derinden bağlantılı olduğunu unutmamak gerekir. İş dünyasında harcama davranışları, yalnızca hesap kitap meselesi değil, kültür ve kimlik meselesidir. Böylece, bir işletme olarak gider kaydı yaparken “yasal uygunluk” kadar “toplumsal anlam” boyutunu da düşünmek önemlidir.
[1]: “Müskirat resmi”
[2]: “Alcohol laws of Turkey”
[3]: “Turkey – Corporate – Deductions – Worldwide Tax Summaries Online”
[4]: “Understanding Allowable Company Expenses in Turkey”
[5]: “Non-Deductible Expenses in Turkey – Invest CPA Ltd. Turkey”